Koklanması Sempatik Olan Nesneler

sağdan, soldan hep duyulur bu şeyler. ama doğru düzgün bir araya getirilmemiş hiç. bu nesneleri derlemeye çalıştım. aslında çok daha fazlası var ancak ilk etapta aklıma gelenler bunlar.

benzin;
listede adeta kafaya oynayan bu petrol maddesi delice, çılgınca seviliyor. hani parfümü çıksa epey talep görür. ama çok pahalı olur, o da ayrı bir mesele.






kokoreç;

seveni ve seymeyeni bir araya gelse, küçük ölçekli iki orta avrupa ülkesi çıkar ortaya. bir klişenin de daimi başrolüdür kokoreç. seven çok sever, sevmeyen hiç sevmez. fakat kokusu, kendinden bağımsız, farklı bir oluşum. kokoreç sevmeyip de kokusunu seven insan popülasyonu da epey var.



yumuşatıcı;
markası, ticari sunum şekli nasıl olursa olsun, bu nesnenin de birçok seveni var. hatta sırf kokusu için yumuşatıcı kullanan insanlar mevcut. bir de itiraf gelsin. tam olarak ne işe yaradığını bilmemekle beraber, ben de kokusu için satın alanlardanım bu maddeyi.

kavun;
sanırım koku hafızası denen kavramla ilintili bir koku bu. çocukken çiğnenen, kavun aromalı sakızlar sayesinde, koku belleğinde, kendine bir yer edindi kavun. ordan bir sempati var zaten, bir üstüne, ileriki yaşlardaiçilen kavunlu nargile eklenince, muazzam bir koku kaynağı haline dönüşüyor kavun. meze kültürünün de vaz geçilmez bir unsuru aynı zamanda

tarçın;
güzel ülkemizde daha çok muhabbet kuşu ismi olarak kullanılan tarçının da özellikle baharatlar klasmanında çok ayrı ve önemli bir yeri var. çoğu zarar azı karar bir baharat olan tarçın, birçok parfümün de alt notasını oluşturmakta. sütlaçla harika bir ikili oluşturan tarçın, bu derlemenin olmazsa olmazlarından

şampuan;
bize has, bittikten sonra en az 5 gün daha idare eden bu mucizevi sıvı, tercih edilirken dahi, çoğu kez kokusunun bıraktığı etki ile temin edilmekte.

fesleğen;

bu da çok ilginç bir bitki. örneğin klasik metodlarla yapılan makarna, öğrenci yemeği sıfatı taşıyorsa, içine bundan koyduğunuzda, lüks bir restaurant menüsünde bulunan pahalı bir yiyecek oluveriyor. demek ki makarnaya karakter katabilecek düzeyde bir sempatisi var bu bitkinin. reyhan da var ama belki de kimbilir ikisi, aslında aynı şeylerdir. bilemedim tam.


marangoz kokusu;

literatürde böyle bir şeyin olup olmadığından emin değilim ama kokusunun çok fazla beğenildiğini, açıkça söyleyebilirim. hele de hızarla kesilirken falan, çılgınca bir his bırakıyor ağaç kokusu veya talaş, marangoz işte.




şallara sıkılan ve yüzeyde eskiyen parfüm kokusu;
esasen koku olan fakat bu deyimle, kokunun kokusu konumuna düşen değişik bir koku. kumaş içinde bulunan liflerle birleşen parfüm kokusu, bir müddet zaman geçtikten sonra bir başka koku karakterine bürünebiliyor, ve her parfüm kokusunun ayrı bir kokusu oluşuyor. belki de alt nota olarak kullanılmalı ama teknik olarak bu kokuyu damıtabilmek çok zor görünüyor.

sinek ilacı kokusu;
bu başlı başına bir çılgınlık olmakla birlikte, başlıkta bahsedilen, peşinden koşulan sinek ilacı sıkma arabasından yayılan koku.

taze ekmek kokusu;
pazara sabahları kahvaltısının resmi sponsoru olabilecek sempatik kokusu;

arı mayalı silgi;

yine koku hafızası belleğinde saklanan ve insanın iştahını açan mayanın sihirli kimyasal kokusu.










bebek kokusu;
bu koku piyasada birçok ürüne ilham olmuş ve ve deli paralar kazandırmış efsanevi koku. ama resmi olarak göster bir tane derseniz sanırım zorlanırım.

sevgilinin boynu;
koku yayıp yaymadığı meçhul olmakla birlikte, belki de kendisine yüklenen anlamın hissedilebilen efsanevi kokusudur. şairlere ilhamdır aynı zaman.

"boynun diyorum,
boynunu benim kadar kimse değerlendiremez.

bir başka derlemede görüşmek üzere.

sefa